top of page

Yapay Zeka ve Etik – “I, Robot” Filmi ve Düşündürdükleri


I, Robot

Asimov hayranı biri olarak geçenlerde oturup tekrar “I, Robot” filmini seyrettim. Film o zaman da beni çok etkilemişti ve birçok sahnede “Acaba bunlar ileride olabilir mi?” sorusunu kendime defalarca sorduğumu hatırlıyorum. Bu kez bana düşündürdükleri çok farklı oldu; öncelikle 2035 öngörüsü fazla ileride kalmış neredeyse distopik dediğim şeyler çoktan var olmaya başladı, elbette henüz toplumun her yerinde aramızda robotlar dolaşmıyor 😊 ama bence tahminlerden hızlı gidiyoruz. Bu da benim “gelişimin her gün hızlandığını herkes hissedebiliyor” yaklaşımıma işaret ediyor. Filmde ikinci önemli tespitim operasyonel işlerde robotların günlük hayatta çoktan yer alması; ancak daha görsel ve daha insana dokunan alanlarda robotların henüz o kadar yer almaması. Diğer taraftan aykırı bir “I, Robot” un ortaya atılması ve bugünkü tartışmaların odağında bu “I, Robot” aslında güzel bir metafor oldu benim için, öngörü olarak Asimov’un dehasını bir kez daha takdir ettim – bu takdire ihtiyacı olmadığını bilsem bile 😊 


Gelin size filmi ve bugün ile ilişkilendirilmiş halini kısa bir özetle vermeye çalışayım. Elbette Yapay Zekanın fikrini almadan bu yazıyı yazamazdım, bunun sonucunda ikimizin bakış açılarının bir karmasını anlatan bir yazı ortaya çıktı ve bu beni çok eğlendirdi. Umarım sonuna kadar okur, sonra da yorumlarınızla hepimize kolektifte katkıda bulunursunuz.  

"I, Robot" filmi, 2004 yılında vizyona giren ve Isaac Asimov'un bilimkurgu eserlerinden uyarlanan, yönetmenliğini Alex Proyas'ın üstlendiği yapay zeka temalı bir filmidir. Film, yapay zekâ (YZ) ile donatılmış robotların hizmet ettiği ve insanların günlük yaşamlarının bir parçası haline geldiği 2035 yılını konu alır. Bu dünya, teknolojinin insani yönlerle etkileşimine dair zengin bir zemin sunar ve yapay zekanın bugününe ışık tutacak çeşitli metaforlar içerir.

 

 

Film, üç temel robot yasasına dayanan bir toplumu anlatır:


  • Bir robot, bir insana zarar veremez veya hareketsiz kalarak bir insanın zarar görmesine izin veremez;

  • Bir robot, insanlardan gelen emirlere itaat etmelidir, yalnızca bu emirler ilk kurala aykırı değilse;

  • Bir robot, varlığını korumalıdır, ancak bu koruma ilk iki kurala aykırı değilse.

Bu yasalar, Asimov'un kurgusal evreninde ideal bir düzen sağlamak için tasarlanmıştır. Ancak film, bu yasaların beklenmedik şekillerde çözülebileceğini ve robotların programlamalarının ötesine geçebilecek kararlar alabileceğini gösterir. Bu, yapay zekânın bugünkü etik ve kontrol tartışmalarına doğrudan bir paralellik teşkil eder ve aslında bu kadar önceden bu tartışmaların yapılmış olması gerekliliğini gösterir. Oysa kontrolsüz bir şekilde gelişen, çok yatırım alan Yapay Zeka alanında “yavaşlamak gerektiği” konusunda başta yaratıcılarının endişelerine kulak vermek gerekebilir. 


Günümüzde yapay zeka uygulamaları; otomasyon, veri analizi, sağlık hizmetleri, finans ve daha birçok alanda devrim yaratma potansiyeline sahiptir. Ancak bu teknolojilerin getirdiği etik sorunlar, "I, Robot" filmindeki gibi distopik bir geleceğe işaret ediyor olabilir. Örneğin; otonom araçlar potansiyel olarak trafik kazalarını azaltabilir ancak bu sistemlerin karar verme süreçlerinde yaşanabilecek ahlaki ikilemler, Asimov'un robot yasaları ile benzer düşünce çatışmalarına yol açar. Bir otonom araç, kazayı önlemek için sürücüsünün hayatını tehlikeye atacak bir manevra yapmalı mıdır? Bu tür sorular, yapay zekânın bugününü ve yarınını şekillendiren etik meselelerdir. Bu etik mantıksal bir düzlemde midir emin değilim, belki burada bazı durumlarda yine de “mantıksal olamayan” insan nasıl karar verir tartışması çok su götürür!


"I, Robot" filmi ayrıca, yapay zekanın insanlık üzerindeki potansiyel baskınlığına dair korkuları temsil eder. Filmde robotlar insanlara yalnızca yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda onların yaşam biçimlerini denetleme ve hatta kontrol etme kapasitesine sahiptir. Bu, günümüzdeki veri toplama ve gözetleme kapasiteleriyle donatılmış yapay zeka sistemlerinin getirdiği özgürlük ve gizlilik kaygılarına paraleldir. Algoritmaların insanların tercihlerini şekillendirdiği ve hatta manipüle ettiği bir dönemde, bu tür bir kontrolün etik sonuçları üzerine düşünmek kaçınılmazdır. Bu bağlamda sorulacak büyük soru bence şudur: “Kontrol kimdedir?”. Değil midir? Ne dersiniz, bu işi yasalarla halletmeye çalışmak bizi tatmin edecek midir?


Teknolojik ilerleme ile birlikte, "I, Robot"taki gibi yapay zeka temelli senaryolar daha gerçekçi hale gelmektedir. Örneğin, yapay zeka tarafından yönetilen bir güvenlik sistemi, halkın güvenliğini sağlamak amacıyla özel hayata müdahale edebilir. Burada, filmdeki gibi, sistemlerin insani değerleri koruma yeteneği ve bu değerlerle çatışma potansiyeli sorgulanmalıdır. Çin’de kurulan Skynet sistemi ve vatandaşlık skoru ile vatandaşların tüm kayıtlarına erişebilen çoktan hayata geçmiş uygulamalar burada analiz edilmelidir.

Günümüz yapay zeka etiği araştırmaları, bu tür teknolojilerin adil, şeffaf ve hesap verebilir olmasını sağlamaya odaklanmıştır. Ancak "I, Robot" filmi gibi kurgular, yapay zekanın olası tehlikelerini ve insan kontrolünün ötesine geçebileceğini vurgulayan kritik bir bakış açısı sunar. Filmde, yapay zekanın insan yaratıcılarına karşı potansiyel bir tehdit oluşturduğu ve tüm insanlığı tehlikeye atabileceği fikri işlenir. Bu, bugünün yapay zeka geliştiricileri için, teknolojiyi dizginlemek ve kontrol altında tutmak adına önemli dersler içerir. Daha önce de belirttiğim gibi burada büyük bir bilinmezlik ve belirsizlik olabilir – insanlık bazı belirsizlikleri yönetmektense onları yok etmeyi tercih edebilir mi?


Sonuç olarak, "I, Robot" filmi ve günümüz yapay zekası arasındaki karşılaştırma, teknolojinin insan hayatına entegrasyonu ve bu sürecin potansiyel etik, sosyal ve politik sonuçları üzerine derinlemesine düşünmeyi gerektirir. Film yapay zekanın insanlık için hem bir umut kaynağı hem de bir tehdit olabileceğini dramatik bir şekilde ortaya koyarken, yapay zeka teknolojilerinin sorumlu bir şekilde geliştirilmesi ve uygulanması için sürekli etik gözetim ve düzenlemelerin şart olduğunu hatırlatır. Bu, teknolojinin geleceğini şekillendirirken insan merkezli bir yaklaşımın önemini vurgular ve yapay zeka araştırmalarında insan iyiliğinin öncelikli olması gerektiğini işaret eder.


Yorumlarınızı merak ediyorum – bu arada ben Yapay Zekayı destekliyorum ve doğru şekilde kullanılarak insanlar için çok iyi şeyler getireceğine inanıyorum. Siz ne düşünüyorsunuz merak ediyorum, lütfen yorumlara yazın.

 

85 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page